‘Yaşamak’ zahmetli bir iş midir gerçekten? Yoksa
‘yaşamak’a yüklediğimiz anlamların çokluğu mu yaratır tüm bu zahmetleri? Hani evim,
arabam, sevgilim…. sonu bitmeyen zincirleme istekleri olan başka bir tür var
mıdır insanoğlu dışında? Mesela sadece beyaz tüylü sarı benekli bir kediyle
beraber olurum diyen bir kedi duydunuz mu? Ya da beneklerini kendine sorun eden
bir dalmaçyalı? İşte en çok isteyen, hep daha fazlasını isteyen, elde
ettiklerinden en çabuk sıkılan bizleri Hanoch Levin evlilik üzerine yazdığı
kara komediyle karşılıyor.
Bir musluk şırıltısı… Yona’yı uyutmayan bir
musluk şırıltısı, onu hayatını ve Leviva ile olan 30 yıllık evliliğini
sorgulamaya iter. Neden bunca zamanını, hayatını, hatta yatağını bu kadınla
paylaşmak zorunda kalmıştır? Onu gitmekten alıkoyan nedir; bağlılık, alışkanlık,
korkaklık? Oysa geçen senelerin ardından artık karısının hangi durumda hangi
tepkiyi vereceğini bile ezberlemiş, onu bayağı bulmaya başlamıştır. Zaten evliliğin
ilk aylarında Leviva’ya duyduğu heyecanı yitiren Yona, karısının kültür ve
sanat birikiminden yoksun haliyle ruhunu da tatmin edememiş, içinde bulunduğu
evlilik kurumu onu iyice boğar hale gelmiştir.
Bir musluk şırıltısı… Leviva’yı horul horul
uyumaktan alıkoyan bir musluk şırıltısı yerine Yona'nın yatağı fırlatmasıyla
bir anda yere kapaklanması olur. O gece, kendisini terk etmeye hazırlanan kocasıyla yüzleşeceği uzun gecelerden birine uyandırılmıştır. Leviva, öyle çok sorgulayan, çok beklentileri olan bir kadın değildir ancak evliliğini
sürdürmek istediği ve bunun için çaba sarf ettiği aşikardır. Bakalım Leviva’nın
önerileri, tehditleri ve gözyaşları Yona’nın gidişine mani olabilecek midir? Yona
bu kısır döngüden kurtulabilecek midir?
Oyun, evli çiftin yatak odası olarak
hazırlanmış sahnede geçer. Kahramanlarımız pijama ve gecelikleri içinde bir kış
gecesinde uyanırlar. Yona'nın, eşiyle olan diyalogları ve iç sesi psikolojisini anlamamıza yardımcı olur; ancak Leviva'nın içinden geçenleri aslında son sahnede yaptığı monologla anlarız. Işığın en etkili olduğu sahne de burasıdır. Kenarda duran kanepe,
Küçük Sahne’nin aksesuarı mı, oyunun mu bilemedim çünkü geçen hafta da
aynı kanepe aynı yerde duruyorduJ Eve gelen davetsiz
misafirin bile Yona ile Leviva’nın yataklarına çöreklendiğini düşünürsek kanepe
sadece bana görünüyor da olabilir:G
Oyuncuların performansına diyecek söz yok; metnin ve sahnenin zayıflığını hissettirmemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Zaten Musa Uzunlar, Yona, bu kadar başarılı olmasa, oyun da tek perde 1saat
15dk’cık olmasa, Leviva’yı önce ben terk ederdim. Hayır zaten Hanoch Levin iki
defa evlenmiş ve belli ki ikisinde de umduğunu bulamamış, ‘evlilik’e pesimist
bir yaklaşım getirmesi normal, bizi neden soğutuyorsunuz? Evlenip 3 çocuk yapıp
sonsuza kadar mutlu yaşama hayalleri kuran kaç milyon var bu toplumdaJ
Not: Devlet Tiyatroları kafası karışanlar gidip sıfırlansın diye ‘Lütfen Kızımla Evlenir Misiniz?’ diye de bir oyun koymuş, ilgililere duyurulur:G
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder