15 Eylül 2023 Cuma

Yer Üstünden Notlar - V

 -Sayın Fazıl Say 100. yıl marşı bestelemiş, ne hoş ne güzel düşünmüş… Ben de büyük bir heyecanla dinledim ancak üzülerek söylemeliyim ki beğenemedim. Özellikle nakarat bölümü bana Galatasaray’ın şampiyonluk marşını hatırlattı ve 100. yılı bırak da ‘Seni sevdik, gönül verdik, şanlı Galatasaray, seni sevdik gönül verdik, şanlı cim bom bom’ diye bağırasım geldi. Acaba ben bir zamanlar koyu GS’liydim diye mi böyle gaza geldim bilmiyorum:G Hadi nakarat bölümünü duymayayım diyorum bu sefer de ağlamaklı, arabesk bir ton geliyor kulağıma. Sanki gündüz kuşağı programlarında detone sesiyle konuşan teyzeleri toplamışlar hep bir ağızdan bağırtmışlar gibi kulağımı tırmalıyor. Kadınların yüz yılı olsun diye ağırlığı belki kadın sesine vermişlerdir (keza sözlerde bir kadın şairi seçmiş Fazıl bey) ancak her şeyin dengeli olanı güzel. Böyle büyük bir piyanistten çok daha iyi işler çıkabileceğine inanıyorum (özellikle Nazım Oratoryosu’ndan sonra) ve bekliyorum.

-‘Amerika’ya gittin de ne oldu?’ diye sorup duruyorlar. ‘İşte bir UC Davis kupam bir de polarım oldu’ diyorum fena mı? Bardağı vitrine koyuyorsun duruyor, poları kışın giyiyorsun sıcak tutuyor. E daha ne olsun:G Harbiden Amerika'ya gitmiş olmak hiçbir şey katmadı bana. Hiç gitmeseydim en azından pasaportumda 2 yıl kuralı olmazdı ve işsiz kalmazdım… Yanlış insanlarla çalışmanın bedelini daha ne kadar ödeyeceğim bilmiyorum. Düşün düşün kafamda saç kalmadı. Müjdat Gezen’e hak verdim. Çok düşünen kafada saç kalmazmış. Gerçekten kalmıyor:G

-Boğaziçili hocalar malum rektör atamasından sonra yapılan haksız atamaları ve dağıtılan kadroları not ediyormuş. Aman gözlerim yaşardı… neredeyse ağlayacağım … Orda 12 yılımı geçirdim ve bir kişinin dahi adil bir değerlendirme neticesinde atandığına şahit olmadım. Onun bunun kızı/oğlu, karısı/kocası, kardeşi ya da kankasını getirip akademide aile ve arkadaş çeteleri inşa ettiniz el birliğiyle… Şimdi mi geldi aklınıza usülsüz atamalar? Sizin dışınızda yapılan haksız atamalar haksız da sizin yaptıklarınız değil mi? Önce herkes kendi kapısının önünü süpürsün. Kadrolarınızı kişilere özel değil de bölümün ihtiyacına göre açmakla başlayın mesela. Akademik Atanma ve Görevde Yükseltme Yönetmeliğini standart olarak kabul edin. Performans kriterlerine göre yeterliliği olan herkes başvurabilsin. Başvuran herkes de adilce değerlendirilsin. Bölüme ve öğrencilere en büyük faydayı sağlayacak kişi alınsın. Yurtdışında doktora yapmış olmak veya birisinin tanıdığı olmak bir kriter değil ve kimse kendini bunun önemli olduğuna inandırarak kandırmasın. Bu şekilde bölüme alınan hiç kimse de kendini bulunduğu pozisyonu hak ederek girmiş varsaymasın. Çünkü hak etmiyorsunuz! İnsanların hayatlarını mahvetmekten başka bir işe yaramıyorsunuz. Bu öğrenciler sizin köleniz değil, işçiniz değil, çalışanınız değil (cebinizden ödemiyorsunuz Argörlerin maaşlarını, ya da cebinizden burs vermiyorsunuz kimseye). Ama bunları yetiştirip mezun etmek için para alıyorsunuz. Ülkenin en parlak öğrencileri ne emeklerle ne hayallerle gelmiş oraya. Biraz kıymetini bilin de onlara layık olun. Ben artık akademide gerçekten bilimsel yeterliliği olan ve öğrencisinin geleceğini kendine dert edinen hocalar görmek istiyorum. Bütün çabam da bu yönde olacak.

Not: Muğla Tıp fakültesini 1.likle bitiren arkadaşın teşekkür etmedikleri gibi bir liste çıkardım ama benimki baya uzun:G Üşenmezsem bir gün tek tek adreslerinize postalayacağım o listeyi de … Asla ve kat'a affetmeyeceğim hiçbirinizi.

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder