18 Şubat 2016 Perşembe

Gutenberg Museum

Johannes Gutenberg denilince birçok kişinin aklı lise yıllarındaki tarih derslerine gider herhalde. Çoğunuz bu ismi ‘matbaa’yla ilişkilendirerek hatırlarsınız. Matbaa’yı mı bulmuştu diye soracak olanlar için de söyleyeyim Gutenberg doğmadan yüzyıllar önce Uzakdoğu’da Çinliler matbaa kullanmaya başlamış bile. Gutenberg ise 1450 yılında hareketli parçalar ile basım tekniğini Avrupa’ya getirip modern matbaacılığın başlamasına vesile olmuş. Daha sonradan ‘tipo baskı’ adı verilen bu yöntemle Gutenberg, metal alaşımlardan yaptığı harfleri düzenleyerek baskı yüzeyi oluşturmuş ve bu yüzeyi silindir yardımıyla mürekkeplendirerek kağıda bastırmış.

Basım çalışmalarını finanse etsin diye Johann Fust’la ortaklık kuran Gutenberg, ilk kitap baskısını, ‘Kırk İki Satırlı Kutsal Kitap’ olarak bilinen Latince eser, 1455’te tamamlamış.


Yolu bu Alman mucidin memleketi olan Mainz’e düşenler için Gutenberg Müzesi’nde tarih boyunca kullanılan baskı aletleri, makinaları ve basılan eserlerin örnekleri mevcut. Müzenin en alt katında ise Gutenberg’in basım tekniği konuşmaya meraklı tonton bir amca tarafından canlandırılarak anlatılıyor.

O tonton amca da kendisine sahnede yardım etsin diye izleyicilerden birini yanına çağırıyor. Bu sefer, Almanca bilmeyen tek kişi bendim diye mi artık nedense, piyango bana vurdu. Sonuç itibariyle ‘Gutenberg Kutsal Kitabı’ndan bir sayfa basmış oldum, adam da sarıp bana hediye etti.  Teşekkür ederken iki güne kurur açarsın demişti. Bavulumda 3-4 haftadır ordan oraya sürüklenen ruloyu bugün açabildim sonunda:G




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder