Tek kişilik oyunlar risklidir; çünkü
oyunun kaderi tek bir oyuncunun elindedir. Onun, sıkıcı boşluklara mahal vermeyecek
kadar seri konuşması, vücut dilini çok
iyi kullanıp sahneyi doldurması, herhangi bir hata anında da kendini çabucak
toparlaması gerekir ki seyirci oyundan kopmasın. Eğer metin ve metiniçi geçişler
yeteri kadar başarılı değilse oyuncunun yeteneği de gölge altında kalabilir ve
bu sebeplerden ötürü genelde tek kişilik oyunlarda yıllarca sahnenin tozunu
yutmuş, kendini ispatlamış isimler görürüz. İşte İkinci Dereceden İşsizlik
Yanığı tüm bu sorunların üstesinden
gelmiş ve önyargıları yıkmış görünüyor.
2001 senesinde Türkiye’de yaşanan
ekonomik krizin henüz askerden dönmüş ve iş arayan bir meteoroloji mühendisi üzerindeki
etkisi Ali Cüneyd Kılcıoğlu tarafından mizahi bir dille kaleme alınmış ve
Berkay Tulumbacı’nın hayranlık uyandıran oyunculuğuyla adeta bütünleşmiş. Oyunda
gündelik hayatta sıklıkla tanık olduğumuz işe başvuru, bekleme ve alınma
süreçlerine yapılan eleştirinin yanı sıra işsiz bireyin psikolojisi üzerinde ailenin
ve toplumun tutumunun nasıl rol oynadığını da görmek mümkün. Kahramanımız, ‘ikinci dereceden
işsizlik yanığı öldürmez; ama ciddi hasarlar bırakır’ diyerek onu akıl
sağlığının sorgulanmaya başladığı evreye getiren süreci özetliyor. Akıl hastanesinde
sırasını beklerken her yanan numaranın
ardından Türkiye’nin ekonomik durumunu bildiren kahraman, o sıralarda başına
gelen talihsizlikleri canlandırıyor. Aynı esnada kelebek kanadı figürlü sahnenin ortasında beliren hikayenin
karikatürize edilmiş resimleri hem oyuncunun anlatımına destek çıkıyor hem de seyircinin kafasındaki mizahi
algıyı güçlendiriyor. Işık ve ses efektleriyle oyuncu arasındaki zamanlama
uyumu da değinilmesi gereken başka bir husus. Mimiklerini dahi tam sırasında
kullanan Tulumbacı, böylece bize ne kadar iyi hazırlandıklarını ispatlıyor.
Gel gelelim, Küçük Sahne için aynı
övgüyle bahsedemeyeceğim. İsmiyle paralel doğrultuda gerçekten de ‘küçük’ olan
sahnemizde orta sıraya geçmek için neredeyse oturanların üstünden atlamak
gerekiyor. Hemen 11'in yanında da 12 var deyip oturmadan tahta sıraların
numaralarının kontrol edilmesi gerekiyor zira toplamda 13 sıra olduğundan 13 ün
uğursuzluğunu yok etmek için midir nedir bir taraf çifter çifter diğer taraf
teker teker ilerleyerek 13'ü ortalarına alıyor:) Sonuçta Küçük Sahne’nin kış günü 30 dereceye varan
sıcaklığında bizi eritme politikası bile eğlenmemize mani olamıyor.
İkinci
Dereceden İşsizlik Yanığı hakkında tereddütleriniz varsa hiç düşünmeyin ve bilet
alın şayet severseniz bir alkış da benden taraf yollayın:G
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder