28 Şubat 2022 Pazartesi

Yer Üstünden Notlar - I

 -Her şeyde ileri olan hatta hesap vermeksizin para basma hakkı olan tek ülke the United States neden zamanda Avrupa’dan geri? Bu durumu gurur meselesi yapmıyorlar mı diye sorgulamaktan ziyade önüne geçilemez coğrafi bir gereklilik meselesi mi diye düşünüyorum ve bilmiyorum.

-The United States neden karanlık? Akşam dolaşırken veya eve dönerken fenerle yürüyoruz. Kimse de sokak lambalarını yakın şehir aydınlansın önümüzü görelim demiyor. Kendi evime hırsız gibi giriyorum adeta:G Yakında Meksikalı komşum kafama sopayla vurur. Zaten siparişlerimi yanlışlıkla onun kapısına bırakan Amazon yüzünden her gün paketlerimi getirip sinirle İspanyolca bir şeyler söylüyor, anlamadığım şeylere teşekkür ediyorum. 'Bıktım senin lanet kutularından yelloz' diyorsa bile teşekkür ediyorum. 

-Kapıların, arabaların kilidi neden ters? Ya da biz mi tersiz? Türkiye’de kilidi açtığım yöndeki hareket burada kapatıyor. 

-Kırmızı ışıkta sağa dönmek neden serbest? Zaten bu sağa dönüş serbesti ve stop tabelalarındaki centilmenlik kuralı Türkiye’ye gelse her gün facianın eşiğindeyiz demek. 

-Tanımadığım insanlar neden bana selam verip halimi hatırımı, akşam ya da haftasonu planım olup olmadığını soruyor? Bunu Avrupa’da da yaşadım ve bir sakıncasını görmedim ama yine de hala şaşırıyorum. Bir sana hesap vermemiştim yani sarı çizmeli Jack.

-Restaurant’larda isteğe bağlı gibi görünen ama aslında zorunlu olduğu hissettirilen bahşiş meselesi de nedir? Bahşiş yüzdesi ve ödeme toplamına kadar yazıp imzalayıp fişlerimizi veriyoruz. Ortaya 1-2 dolar atmak da yok yani, illa bir matematik işlemle kafaları karıştırıp aza az fazlaya fazla bahşişi verdirecekler. 16.48 doların yüzde 20'sini hesaplayıp toplayacağız. Bir rahat yok.

-Çok basit meseleleri bile haftalar önceden planlayıp organize etmeye ne demeli? Spontane yaşam, kurgulanmamış gerçeklik, öngörülemeyen geleceğe ne oldu? Sanki La Casa De Papel’deki Merkez Bankası soygunu gibi bütün hesaplar yapıldı ve olabilecek bütün aksaklıklara göre plan çizildi.

-Yollarda, bahçelerde, kaldırımlarda ve en kötüsü evlerin içinde ortaya çıkan sevimsiz böceklerle neden mücadele edilmiyor? Ekosisteminin korunması gereken en önemli varlıklar bu can sıkıcı yaratıklar mı? 'Ataşehir belediyesini arayalım da bi gelip mahalleyi ilaçlasınlar' gibi Kaliforniya eyalet merkezini de arayamıyorsun:G

-Oh orda hayatın kurtuldu, rahatsın diyen arkadaşlarım hangi kafayı yaşıyor? Benzini bile kendin dolduruyorsun abi bu mu rahatlık? Evi taşımak istersem kamyon kiralayıp eşyaları yüklemem sonra da kamyonu kendim kullanmam gerekiyor:G Bazen insanların neden evlendiğini filan anlayabiliyorum sanırım:G (ama hala totalde evliliğin saçmalık olduğu kanaatindeyim). Yine de evlenecek arkadaşlarıma hayırlı olsun, üstünüze alınmayın. Sigorta atar, su damacanasını taşımak gerekir, demonte mobilya kurulur filan sonra ustabaşı olursunuz.   

Notlara ek not : San Francisco'da bir Akdeniz mutfağı restoranına gittim. Döner istiyorum, adam köfte vereyim diye ısrar ediyor. En sonunda 'Türk müsün' dedim? 'Evet' dedi. Neden anlaşamadığımızı o an anladım. 


UnBorn Love

A feeling…

A feeling that I can’t explain 

but am sure it exists

so familiar and real

not looking like anything

like will never be ended

 

A feeling that I am ashamed

but find myself deep inside

so close and surrounded by

not looking like anyone

even without touching

a feeling like I’ll be completed

 

Not: Şiir yazmayı bırakalı çok oldu ama eski karalamalarımın arasında bunu buldum. Zamanı geri alabilseydik filmin sonunu değiştirebilir miydim bilmiyorum. Belki de hangi sahneye dönersek dönelim bu film hep aynı sonla bitecekti:G