24 Kasım 2015 Salı

Severmişim Meğer

Nazım Hikmet’in ‘Severmişim Meğer’ adlı şiiri geçen yıl Londra’daki Southbank Center komisyonu tarafından son 50 yılın en güzel 50 aşk şiiri arasına seçilmişti. Bir yerlerde yeniden gündeme gelince hatırlamak istedim. Umarım ‘yaş altmışa gelmeden, zifiri karanlıkta bir trene binmeden ya da bir sigara tüttürmeden’ ne çok sevdiğimizi fark ederiz.


yıl 62 mart 28
Prag-Berlin treninde pencerenin yanındayım
akşam oluyor
dumanlı ıslak ovaya akşamın yorgun bir kuş gibi inişini severmişim meğer
akşamın inişini yorgun kuşun inişine benzetmeyi sevmedim

toprağı severmişim meğer
toprağı sevdim diyebilir mi onu bir kez olsun sürmeyen
ben sürmedim
platonik biricik sevdam da buymuş meğer

meğer ırmağı severmişim
ister böyle kımıldanmadan aksın kıvrıla kıvrıla tepelerin eteğinde
doruklarına şatolar kondurulmuş Avrupa tepelerinin
ister uzasın göz alabildiğine dümdüz
bilirim ırmak yeni ışıklar getirecek sen göremeyeceksin
bilirim ömrümüz beygirinkinden azıcık uzun karganınkinden alabildiğine kısa
bilirim benden önce duyulmuş bu keder
benden sonra da duyulacak
benden önce söylenmiş bunların hepsi bin kere
benden sonra da söylenecek

…”




14 Kasım 2015 Cumartesi

Kötülük Çiçekleri


Hem bıçağım hem de yara!
Hem yanağım hem de tokat!
Hem kurbanım hem de cellat,
Ezen ve ezilen çarkta!



Je suis la plaie et le couteau! 
Je suis le soufflet et la joue!
Je suis les membres et la roue
Et la victime et le bourreau!

                                                                                             Charles Baudelaire