27 Mart 2014 Perşembe

Ölmeme Günü


Seçkin şair ve yazarların oturduğu bir rakı sofrasında ne kutlanır? Yeni bitmiş bir roman? Henüz karalanmış bir şiir? Peki ‘Ölmemek’ kutlanır mı mesela? Hem de her sene aynı gün ‘ölmemek’ e içilir mi?
Hala ölmediysen içilir tabi, İkinci Yeni’nin gücü aşkına:G


 

O gün Eski Rumelihisarı Lokantası bir İkinci Yeni buluşmasına şahit oluyor. Masada kimler yok ki, Turgut Uyar, Edip Cansever, Salim Şengil, Can Yücel….. Muhabbet koyulaşınca ‘Destina’ isimli bir hanım vücudunda dolaşan bir iğnenin varlığından bahsederek bu iğnenin kalbine saplanması korkusundan dem vuruyor. Bunun üzerine Turgut Uyar bir şişe rakı satın alarak şişenin üzerini masadaki arkadaşlarına imzalatıyor ve denilen o ki, imzalanan şişe Destina Hanım’a gelecek seneye kadar saklanması koşuluyla verilerek o gün hep beraber içilmesi tasarlanıyor.  Gerçekten de bir sonraki sene geri dönen bu rakı şişesi, hem bir kadının yaşama gücü hem de ‘Ölmeme Günü’nün başlangıcı oluyor. Bundan sonra her sene 26 Mart günü, açılmamış, imzalı bir rakı şişesi gruptan birine verilerek seneye kadar ‘sağlam kal’ması temenni ediliyor ve böylece 26 Mart 1985’e kadar süren ‘Ölmeme Günü’ kutlamaları, o sene içinde Turgut Uyar’ın ölümüyle son buluyor.
 
Son yıllarda Turgut Uyar sıkılmış olacak ki dostlarının rüyalarına girerek bu geleneği yeniden canlandırmaya çalışıyormuş, ben de bu bahaneyle aynı masada oturmak isteyeceğim şair abilerimi yad edeyim istedim. Yarını bilmem ama ‘26 Mart 2015 Ölmeme Günü’nde tekrar buluşmak dileğiyle… Cemal Süreya’nın dediği gibi: “Özgürlüğün geldiği gün… O gün ölmek yasak”
 
 
 
 

23 Mart 2014 Pazar

Jüri

                                         
"Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, 
                       Birinciliği beyaza verdiler."
 
 
-All colours would become dirty with the same speed,
They gave the first to white-

 
Özdemir Asaf